Hedonik Adaptasyon: Mutluluğumuz Gerçekten Kalıcı mı?

Bu yazımda sizlere mutluluk seviyemizin hayatımız boyunca ne kadar değişken olduğunu açıklayan hedonik adaptasyon teorisinden ve öznel iyi oluş halinden bahsedeceğim.

Mutluluk Nedir?

İlk olarak mutluluğa yüklediğimiz anlamdan bahsetmek istiyorum. Türk Dil Kurumuna göre mutluluk, “Bütün özlemlere bütün isteklere eksiksiz bir biçimde ve sürekli olarak erişilmekten duyulan kıvanç durumudur.” (TDK, 2021). Cambridge Üniversitesi Sözlüğü’nde ise “happiness” kelimesi, “Genel iyi oluş hali.” olarak tanımlanmaktadır (Cambridge, 2021). Aynı şekilde Amerikan Psikoloji Birliği Sözlüğü’ne göre de mutluluk, “Neşe, memnuniyet ve iyi oluş halidir.”(APA Dictionary of Psychology, 2021). Türkçe ve İngilizce kaynaklar arasındaki farklılığı, oldukça önemli buluyorum. Bu farklılık, dili kullanan bireylerin  mutluluk anlayışını temel olarak etkilemektedir. Mutluluğu beklentinin gerçekleşmesinden duyulan sevinç olarak tanımlayan bireyler, mutlu olmak için isteklerinin gerçekleşmesini beklerler. Mutluluğu genel bir iyi oluş hali olarak tanımlayan bireyler ise genel yaşam koşullarını iyileştirme yoluna giderler. Şimdi, iki tanımdan hangisinin daha doğru bir mutluluk anlayışı olduğuna bakmak için konu ile ilgili çalışmalara değineceğim.
mutluluk nedir

Hedonik Adaptasyon Nedir?

Hedonik adaptasyon teorisi literatüre Philip Brickman ve Donald T. Campbell tarafından kazandırılmıştır (akt. Yayan, 2020). Hedonik adaptasyon, yaşadığımız olumlu ya da olumsuz bir olaydan kısa süre sonra, stabil mutluluk seviyemize dönüşümüzü açıklar. Stabil mutluluk seviyesi, kişinin hayatı boyunca sahip olduğu ortalama mutluluk seviyesidir.

hedonik adaptasyon

Brickman ve Campbell, 1971 yılında  piyango kazanan ve bir kaza sonucu felç geçiren iki grup ile çalışmış ve bu iki grubun kısa sürede mutluluk seviyelerinde farklılık gözlemlemiştir (akt. Yayan, 2020).  Fakat  bir süre sonra iki grubun da mutluluk seviyelerinin benzer olduğunu bulmuştur. Bu duruma günlük hayattan da örnekler verilebilir. Bir hayaliniz gerçekleştikten sonra, beklediğiniz kadar mutlu olmadığınız bir an oldu mu? Ya da bir  hedefinizi gerçekleştiremediğiniz zaman kısa süre içinde yaşadığınız hayal kırıklığının ve üzüntünün geçtiği bir an?  İşte bu anlar, hepimizin yaşadığı hedonik adaptasyon örnekleridir. Hedonik adaptasyon teorisinin günlük hayatımızda doğrulandığı pek çok durum vardır. Fakat mutluluğun dış etkenlerden tamamen bağımsız olduğunu söylemek doğru bir yaklaşım değildir.

Öznel İyi Oluş Hali

Psikolog Ed Diener, stabil mutluluk seviyesine farklı bir bakış getirir. Diener, kişiye ve farklı etkenlere göre stabil mutluluk seviyesinin değiştiğini iddia eden çalışmalar yapar ( Larsen ve Eid, 2008). Bu stabil mutluluk seviyesini öznel iyi oluş hali olarak değerlendirir. Diener, yapmış olduğu bir çalışmada katılımcılardan belirli bir süre içindeki mutluluk oranlarını değerlendirmelerini ister. Bu değerlendirmeler, katılımcıların uzun dönem yaşadıkları olumlu ya da olumsuz deneyimler ile yüksek korelasyon gösterir. Diener, öznel iyi oluş halinde deneyimlerin, kişilik özelliklerinin ve yaşama karşı benimsenen bilişsel yargıların da etkili olduğunu söyler (Lanser ve Eid, 2008).

well being

Diener ve Seligman 2002 yılında üniversite öğrencilerinin katılımı ile bir araştırma yapmıştır. Bu çalışmada ortalamaya göre çok mutlu ve mutsuz olan %10’luk bir kesim olduğunu bulunmuştur. Aynı çalışmada mutlu ve mutsuz gruba ait özellikler dört maddede özetlenmektedir (Larsen ve Eid, 2008).

  1. Mutlu olan popülasyonun mutsuz olan popülasyona göre daha iyi romantik ilişkileri  ve yakın arkadaşlıkları vardır.
  2. Mutsuz olan popülasyon MMPI (Minesota Çok Yönlü Kişilik Envanteri) testine göre yüksek seviyede psikopatoloji göstermektedir.
  3. Mutsuz olan popülasyon daha içe dönük ve nörotiktir.
  4. Mutlu olan grup sürekli pozitif duygular yaşamamaktadır. Yani yaşam koşullarına göre olumsuz duygular ve tepkiler göstermektedir.

Bu sonuçlar, ortalamanın üstünde mutlu olan bireylerin, yaşam şartlarına uyumlu ve duyarlı bir sisteme sahip olduğunu göstermektedir. 

Sonuç olarak mutluluğu tanımlayışımız, mutlu olmamızı etkileyen temel faktörlerden biridir. Mutluluğu beklentinin gerçekleşmesi olarak tanımladığımızda ya beklentimiz gerçekleşmediği zaman mutsuz olacağız ya da  gerçekleştikten kısa süre sonra mutluluk seviyemizde bir düşüş yaşayacağız.

Bu durumda, mutluluğu tamamen olaylardan bağımsız olduğu yönünde değerlendirmek de  hatalı olacaktır. Deneyimlerimiz, kişilik özelliklerimiz ve hayata karşı bakış açımız mutluluk seviyemizi etkilemektedir. 

Özetle tüm bu çalışmalar dikkate alındığında mutlu bir yaşam için beklentilerimizin gerçekleşmesi yeterli değildir. Dolayısıyla artan mutluluk seviyemizi kalıcı kılmak için bilişsel yargılarımızı ve psikolojik sağlığımızı iyileştirme yoluna gitmeliyiz.

Sitemizde yer alan Mutluluk Hastalığı: Williams-Beuren Sendromu adlı yazımıza ulaşmak için buraya tıklayabilirsiniz.

Editör: Pelinsu Kılıççı

Referanslar

American Psychological Association Dictionary. (2021).  Retrieved  September 15, 2021 from https://dictionary.apa.org/happiness 

Cambridge Dictionary. (2021) https://dictionary.cambridge.org/tr/  adresinden 15 Eylül tarihinde alınmıştır.

Larsen, R.J., & Eıd, M. (2008). Ed Diener and the science of subjective well-being. The Science of Subjective Well-Being (p.0-13). Guilford Publications.

Scott, E. (2020). Hedonic Adaptation: Why You Are Not Happier.  Retrieved September 15, 2020 from https://www.verywellmind.com/hedonic-adaptation-4156926 

Türk Dil Kurumu Sözlükleri. (2021) https://sozluk.gov.tr/ adresinden 15 Eylül tarihinde alınmıştır.

Yayan, M. (2020, 2 Mart). Hedonik Çark. Psikopol Dergisi.

Tavsiye Edilen Yazılar

2 Yorumlar

  1. Şahane bir yazı! Hedonizm günümüzde geçiştirilen bir kavram ve mutlulukla ilişkili anlatımı çok değerli ♥️


Bir Yorum Ekle

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir